![]() |
ARICILIK VE
MACAHEL BALI
|
![]() |
|
||
- Macahel’de Arıcılığın
Başlangıcı
- Macahel Balının
Kimyasal Analizi
- Hakiki Bal ve Şekerlenme
Olayı
- Sulu Balı Normal Hale
Getirme
- Arıcıda Bulunması
Gereken Araç ve Gereçler
- Arıları Kızdırmamak
İçin Dikkat Edilecek Hususlar
- Arı Soktuğunda Yapacaklarınız - Bahar Kontrolünde Dikkat Edilecek Hususlar
- Bakım Sırasında
Yapılacak İşler
- İlkbaharda
Arıların Beslenmesi
- Hangi Aylarda Şerbet
Verilir
-Teşvik Şerbetinin
Hazırlanışı
- Kek Nasıl Yapılır ve
Verilir
- Alt Kasaya Konacak Şişmiş
Peteklerin Seçimi
- İlkbaharda
Kovanlar Zayıfsa Yapılacak İşler
- Çalışmakta Olan
Kovan Yerinden Alınır mı ?
- İyi Cins Arıda Aranan Özellikler
- Anasız Kovana Ana Memesi
Nasıl Takılır
- Arıcı Kovanı Açmadan
İçini Anlayabilir Mi ?
- Bal Kasası Ne Zaman ve Nasıl
Verilir ?
- Çerçeveye Hazır
Petek Nasıl Takılır
- Oğulu İstediğimiz
Sardırabilirmiyiz ?
- Oğulun
Kovana Yerleştirilmesi
- İkinci ve Üçüncü
Oğulların Önlenmesi
- Hangi Hallerde Oğul
Kovandan Kaçar
- Oğulun Kaçmasını
Önlemek İçin Ne Yapmalı
- Oğul Verdirmemek
İçin Yapılacak İşler
- Arılıkta Kara Kovan
Bulundurmanın Önemi
- Suni Oğullara Ana Temin
Etme
- Anasız Kalan Kovanda
Yalancı Ananın Türemesi
- Arıların Bal Taşıdığını
Nasıl Anlarız - Arıcılıkta Sonbahar Çalışmaları
- Sonbaharda Anasız Ve
Zayıf Kovanların Birleştirilmesi
- Kışa Kuvvetli
Kovanla Girmenin Yolu
- Kararmış
Peteklerin Kovandan Alınması
- Arıları Kışlatmada
Çevrenin Önemi
- Kara Kovanın Fenni
Kovana Aktarılması - Arıları Taşımada Yapılacak İşler
- Arılarda Görülen
Önemli Hastalıklar
- Kara Kovanla İlgili
Tavsiyeler
MACAHEL’ DE ARICILIĞIN BAŞLANGICI
Daha önce sınırlı şekilde yapılan arıcılığın, bölgede yaşayanlara, doğal varlıklar tahrip edilmeden geçim kaynakları yaratmak düşüncesinden hareketle,Tema Vakfı’nın ve Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunlarını Araştırma Derneği’nin de desteğiyle Macahel’de arıcılığı geliştirme çalışmaları başlamıştır. Ayrıca Macahel yöresinin arıcılık için oldukça elverişli ve türce zengin bitki örtüsü, genetik özelliği bozulmamış saf Kafkas arısının bulunması,yöreye ekonomik katkı sağlanmasında arıcılığın seçilmesinde en büyük etkenlerdendir. BASINDA
MACAHEL BALI
Anzer Balına Rakip Çıktı:Artvin’in Borçka,
Hopa, Arhavi ve Murgul
ilçelerinde, arıların kestane çiçeği ve komar ağacı çiçeğinden ürettiği kestane çiçeği balı,anzer balı gibi, birçok hastalığın
tedavisinde kullanılıyor. Balın kilosu, 750,000
TL. ila 1,000,000 TL. arasında satılıyor.Haziran sonlarına doğru
sağımı yapılan kestane çiçeği balının,
özellikle hemoroit ve üst solunum yolu hastalıklarına
iyi geldiği belirtiliyor. Balın, sabah aç karnına veya süte karıştırılarak
tüketilmesini öneren arıcılar balın şerbet yapılarak içilmesi halinde ülsere
de iyi geldiğini kaydettiler. Sabah Gazetesi – 27 Haziran 1996
MACAHEL BALININ KİMYASAL ANALİZİ
Macahel balının, 1994 yılında Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunlarını Araştırma Derneği tarafından , Hacettepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’nde incelemeleri yapılmıştır. İnceleme sonuçları aşağıdaki gibidir. - % 17,5 – 19,1 Sükroz - % 32,4 – 33,5 Glikoz - % 42,5 – 44,4 Fruktoz - % 0,7 -
1,0 Kül - Ph
= 4,5 - Hmp = 0,38 - Elektrik Geçirgenliği =
0,0006 – 0,0008 Yukarıda sıralanan özellikleri ile Macahel balı üstün nitelikli bal sınıfına girmiştir.
BALIN
FAYDALARI
Bugün birçok hastalığın ilacı bitkilerden üretilmektedir. Arılarda balı bitkilerden aldığına göre, aranılan ilaç niçin bal olmasın? Balın özelliklerinden birkaç tanesini şöyle sıralayabiliriz. - Balı, soğuk su ile şerbet
yapıp içilirse ishali keser. Tersini yapar, sıcak su ile içilirse kabızlığı
giderir. - Gece, uyku arası ya da
sabah aç karnına içilirse, ülseri ve çeşitli mide ağrılarını iyileştirir.
Bu tedavi bir ay uygulanmalıdır. Başlangıçta ağrı daha da artabilir. Sebebi balın yarayı kirden temizlemesi ve yaranın
ortaya çıkmasıdır. Tedavi devam ettikçe yara da iyileşecektir. - İçinde çok miktarda antibiyotik içerdiğinden nezle, grip gibi hastalıklara ilaç olmaktadır. Devamlı bal yiyenlerin daha az rahatsızlandığı bilinmektedir. -
Elimizde gliserin yoksa, çeşitli yaralarda gliserin yerine kullanılabilmektedir. -
Cılız ve zayıf kalmış çocukların gürbüzleşmelerini sağlar. -
Şeker, değişikliğe uğrayarak kana karışmaktadır.
Bal ise hiçbir değişikliğe uğramadan, hızlı bir şekilde direkt kana karışmaktadır. Bu nedenle, mideyi ve karaciğeri hiç yormamaktadır. -
Beyni hızlı çalıştırma ve yüksek
enerji sağlama nedeniyle, sporcuların tercih ettiği bir besin olmaktadır. - Çocukların diş çıkarma dönemlerinde yedirerek, içine bulundurduğu
maddeler sayesinde yardımcı olmaktadır. -
Verem gibi göğüs hastalığı çekenlere, tedavi için yedirilmektedir. -
Vücut güzelliğini muhafaza etmek için birçok ünlünün kullandığı
bilinmektedir. - Bal sabunu yaparak , kepeğe, saç dökülmesine karşı cildi yumuşatıcı olarak kullanılmaktadır.
( 1 Kg sabun çok az suda, ateşe koyarak eritilir.İçine, 500 gr. bal karıştırarak kaynatılır.
Soğuyunca kalıplar halinde keserek kullanılır. - Soğuk
havada arabanızın radyatörüne dökecek antifriziniz yoksa, bir miktar bal dökerek
donma tehlikesini önleyebilirsiniz. SAHTE BALLARPiyasada muhtelif markalarda bazen de açıkta satılmakta olan markasız ballar satılmaktadır.
Bunların bir kısmı sahtedir. Üretim kaynağının bilinmediği balların
alınması, fırsatçı ve art niyetli insanlara haksız kazanç sağlamaktadır. Arıyı hiç görmemiş sözde
ballar, glikozdan başka bir şey değildir.Bir çeşit sahte bal var ki arıyı görmüş
olup, gerçeğinden ayırt etmek çok zor olmaktadır. Arıya şeker yedirip, sözde balda yaptırılmaktadır. Bu tür ballar,
petekli olarak piyasaya sürülerek, büyük meblağda haksız
kazanç sağlanmaktadır. Şeker balı şekerlenmediği için, özellikle satıcı
marketler tarafından tercih edilmektedir.Devletin sağlık kuruluşları
ve belediyeler, bu konudaki denetimlerini sıklaştırarak bu tür balların satılmasını
önlemelidirler. Süzme ballar, sahte olabilir, düşüncesi
ile çerçeve balı alan vatandaş, yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktadır. HAKİKİ BAL VE ŞEKERLENME OLAYI Bal için en
iyi kap cam kavanozlardır. Plastik, bakır, demir ve çinko kaplar zehirli
maddeler içerdiğinden dolayı balın bu tür
kaplarda saklanması sakıncalıdır. Çam
balı ve kestane balı haricinde bütün ballar er geç şekerlenirler. Şekerlenmeyen çam
balı, çiçek balı değildir. Çünkü çamda çiçek yoktur. Kestane ve çam balında hafif bir acılık vardır.
Bu nedenle halk tarafından fazla tutulmazlar.
Hakiki ballarda şekerlenme, çiçeğin çeşidine göre,
erken ya da geç olmaktadır. Bazıları ince tereyağı şeklinde,
bazıları da şekerlenme şeklinde donar. Bu olaya
bitme, kristalleşme ya da şekerlenme denilmektedir. Şeker şerbeti, bal kıvamına gelene kadar kaynatılacak olursa bir daha şekerlenmez. Ancak glikoz olursa akide şekeri gibi donmaktadır.
Kısaca bal, doğal olursa donar. Bazı ballar soğuk havalar başlar
başlamaz, bazıları da , şubat ayında şekerlenirler. Bal, sulu olursa daha
hızlı şekerlenir.
Şekerlenmiş balı ısıtmak suretiyle,
kovandan yeni alınmış şekle getirmek mümkündür. Ballı kabın kolayca
sığabileceği, ikinci kap bulunur. Dıştaki kaptan teması kesmek için, iki kap
arasına tahta parçaları koyulur. Ballı kap yerleştirilir. Ateşe koyduktan sonra,
ikinci kaba sıcak su doldurulur. Su ısındıkça bal karıştırılır. Balda
kumlaşma hiç kalmadığında indirilir. Soğuduktan sonra, hava almayacak şekilde
cam kavanozlara aktarılır ve sıcak yerde muhafaza edilirse şekerlenmez.
Yüksek derecede ısıtmadan, bu şekilde eritilen bal, hiç özelliğini kaybetmez.
SULU
BALI NORMAL HALE GETİRME
Arıları bir yerden başka bir yere taşımak gerektiğinde,
bal kasasından sulu dahi olsa, balı almak gerekmektedir. Balın ekşimemesi için
balın suyunu almak gerekir. Bal geniş bir kaba aktarılır. Üzerine arıların girmemesi için bez bağlanır. Güneş altına koyarak, suyun uçması sağlanır. Bir başka yol da, şekerlenmiş balı açmada kullandığımız yöntem, aynen uygulanır. Suyu, buhar halinde uçurulmuş bal katılaşmış olur. Deli bal genellikle Karadeniz bölgesinin sahil kesimlerinde görülür. Mor çiçek açan kumar, deli balın ana kaynağıdır.Ayrıca köylerimizde halk dili ile “iyeli” denen çiftin balı da aynı gruptadır. Bahar da , yapraklarını yiyen hayvanlar dahi zehirlenmektedir. Bu tip bal, boğazı aşırı derecede yakar. Ölüme
bile neden olabilecek tehlikeleri vardır. Baş dönmesi, mide ağrısı ve
bulantısı, ağızdan su gelme, takatsizlik ve göz kararması gibi belirtiler
görülür. Bu durumda hastanın kusması için tuzlu su yada yumurta akı içirilir.
Ayrıca şeker şerbeti içirmekte faydalıdır.Hastanın durumu ağırlaştığı
takdirde, derhal doktora başvurulmalıdır. Bu tip bal ancak tıpta kullanılabilir..
Arı
ailesinde ana arı, işçi arı ve erkek arı olarak üç cins arı vardır. Görünüşleri
ve özellikleri birbirinden farklıdır. Ana Arı: Kovandaki
bütün faaliyetlerin sevk ve idarecisidir. Faal olarak yaptığı en önemli iş
petek gözlerine yumurta yumurtlamaktır.Ana arı yumurtadan 16 günde çıkar. Ana Arının
Tanınması : Erkek
ve dişi arılardan daha uzun, erkek arılardan dar yapılı
olup kanatları kendi
boyundan kısadır. Yani işçi ve erkek arıların kanatları gerileriyle düz
dururken ana arının kanatları karın kısmından kısadır. İğnesi varsa da
insanlara karşı kullanmaz. Rakip ana arılara karşı kullanır. Çerçeve üzerinde
yavaş hareket eder ve kovanda genellikle yumurtalı çerçeveler üzerinde bulunur. Ana Arının
Çiftleşmesi : Ömründe
bir dönem çiftleşir ve bu çiftleşme sonucu aldığı spermaları
ömrünün sonuna kadar saklar. Çiftleşme
dönemi olan birkaç gün içerisinde birden
fazla erkekle çiftleşebilir. Çiftleşmesini kesinlikle havada yapar. Ana arının
çiftleşme uçuşuna hava sıcaklığının 20° C olduğu günlerde ve saat 12
– 17 arasında çıktığı gözlenmiştir. Ana Arının
Yumurtlaması: Çiftleşmeden
2 - 4 gün sonra ana arı yumurtlamaya başlar. Genç ana arılar günde 2000-2500
yumurta bırakabilir. Ana arı ilk iki yıl bol yumurta bırakır. İkinci
yıldan sonra yaşlanan ana arının kanatları yıpranır, tüyler dökülür, arka
kısmı esmerleşir ve sivri parlak görünür. Yumurta verimi düşer. Bunun
için arıcılar ana arıları iki yılda bir değiştirmelidir.
Eğer bu yapılmazsa kovan sönebilir. İşçi Arı
: Döllenmiş
ananın yumurtalarından çıkarlar. İlk yirmi güne kadar kovan içinde, daha
sonra da kovan dışında görev alırlar. Kovanda sayıca fazladırlar ve kovanın genel bütün
işlerini görürler.
Her kovanda 10-80 bin arasında işçi arı vardır. Arka
bacaklarında polen sepeti vardır. Dışardan çiçek
tozlarını polen sepetine biriktirerek kovana taşırlar. Bulundukları yerden
ortalama 5 km. uzağa uçup dönebilirler.
İşçi Arıların Yaptığı İşler: Yavruların
Bakımı :
Yumurtadan çıkan işçi arılar, hemen işe başlarlar. İlk önce kendi
çıktığı gözleri temizler, iki ve üç günlük olunca ana arının yumurtlayacağı gözleri
cilalar, 4. - 6. günlerde çiçek tozu–bal karışımı besinle yaşlı
larvaları, 7.- 8. günlerde salgıladığı arı sütü ile genç larvaları
beslerler. Genç larvaları besleme işi işçi arı 10-13 günlük oluncaya
kadar devam eder. Peteklerin
Yapımı : Petek
yapan arıların yaşları 12-18 gün arasındadır. Arıların balmumu
örebilmesi,
için kovan ısısının 35° C ’nin üstünde olması gerekir. Arılar
1 Kg. mum üretebilmeleri için 6 - 8 Kg. bal tüketmektedir. Bekçilik
Görevleri : İşçi
arılar, 18-20 günlük olunca kovan önlerinde kovanı diğer tehlikelere karşı
korumak için nöbet tutarlar. Kovanlarını görmek isteyen yabancı arıları
ve böcekleri içeri bırakmazlar. İşçi
arılar kovan içerisinde yukarıda
saydığımız işlerden başka kovanın iç düzenini sağlarlar. Kovandaki çatlak
ve aralık yerleri kapatırlar, mevsime göre kovan ağzını daraltır yada
genişletirler ve genel temizlik yaparlar. Su
Taşıma
: Arıcılarımızın çoğu
su taşıma işini erkek arıların yaptıklarını sanmaktadır
ve birçok yörede
erkek arıya “Saka ( Su taşıyıcı)
“ denmektedir. Halbuki kovan da bütün işleri olduğu gibi su taşıma işini
de işçi arılar yaparlar. Suyu , fazla sıcak havalarda kovan
ısısını ayarlamak ve yavruya yedireceği besinleri ıslatmak için kullanırlar. İşçi
Arıların Propolis
Toplaması: Propolisi
çoğu arıcılar mumla karıştırmaktadır. Propolis denen madde
arıların çerçeveleri birbirine kaynattıkları uçma deliğini daraltmak
için yapıştırdıkları
reçineye benzer maddedir.Genelde bitkilerin
filiz ve tomurcuklarında meydana gelir. Arılar
bu maddeyi bacaklarındaki sepetler vasıtasıyla kovana taşır
ve gerekli yerlerde kullanırlar. İşçi Arıların
Polen ( Çiçek Tozu ) Toplaması : Arılar
sezon boyunca ihtiyaçları olan çiçek tozunu bitkilerden
toplayarak ayaklarındaki sepetler vasıtası ile kovana getirir ve depolarlar. İhtiyaç duydukça kullanırlar. İşçi
Arıların
Nektar ( Bal Özü ) Toplaması : Bitkiden
akan tatlı sıvıya nektar denir. Nektar bitkilerin çiçeklerinde
bulunur. Arılar çiçek içerisine başını sokarak dilini içeri salar
ve oradan nektar emer ve kovana getirerek kovandaki evcil
arıya devreder. Kendisi tekrar nektar toplamaya gider.
Kovandaki evcil arı tarlacı arıdan aldığı nektarı
ağzında yoğurarak bala çevirir. Petek gözlerine
yerleştirir. Petek gözlerindeki balın fazla suyu
buharlaştırılarak normal bal haline gelince üzeri kapatılır ( sırlanır) . Bütün bu işlemleri işçi
arılar büyük bir titizlikle ve ahenkli bir şekilde yaparlar. Erkek
Arılar: Yumurtadan
23 günde çıkarlar ve vücut olarak işçi arılardan daha
iridirler fakat iğneleri yoktur. Kovanda fiili olarak yaptıkları bir iş
yoktur. Sadece ana arıyı döllerler. Kovanda fazla sayıda olmaları istenmez
, çünkü bal tüketirler. Erkek arıların kovan önünde kümeleştiği arıcı
tarafından gözlenebilir ve bu durum o yörede bal mevsiminin bittiğini gösteren
iyi bir tecrübedir.
ARICIDA BULUNMASI GEREKEN ARAÇ VE GEREÇLER
1- KOVAN - Arılıkta
tek tip ve aynı ölçüde kovanlar bulundurmalı - İyi keresteden ve eksiz olarak yapılmalı, - Ihlamur ve
çam ağacından yapılanları tercih edilmeli, - Alt ve üst
kasalar, çerçeveler birbirine uymalı, - Kapakları
paslanmaz sac ile kaplanmalı, - Taşıma
esnasında kolaylık olması bakımından, uçma tahtası kapanabilmeli ve ızgara olmalı, - Kovanı
kendimiz yapacaksak, örnek kovana bakarak yapmalıyız, - Kovanın
alt tahtası seyyar olmalıdır 2- Arıcı Maskesi : Arıcının yüz ve vücut kısmını saldırgan arılardan korur, Çevrede bal yoksa arılığa maskesiz girilmemelidir. 3) Körük : İçine mısır koçanı, kuru hayvan pisliği ve ağaç çürüğü koyarak tutuşturulur. Üstten tutuşturmak , çabuk yanmasını önler. Arı muayenelerinde ve bal hasadında arılara duman verilerek sakinleşmesini sağlar. 4)
El Demiri: Hazır
satıldığı gibi, arıcı kendisi de yapabilir.Bir ucunun kıvrık olması
nedeni ile kazıma işinde de
kullanılır. Çerçeveleri ayırmak, çıkarmak ,
balmumu kazımak, propolis
kazımak, ballığı gövdeden ayırmak için kullanılır. 5) Arıcı
Bizi:
Çerçeveye
tel takarken, delik açmak için kullanılır.Makine şeklinde olanı da vardır. 6) Çerçeve
Teli: İnce ,
paslanmaz ve yumuşak olan cinsleri seçilmeli. 7) Çerçeve
Kalıp Tahtası : Çerçevenin
içine, rahatça sığabileceği kadar, pürüzsüz ve düz olmalıdır. Çerçeveye,
hazır petek takarken kullanılır. 8) Arıcı
Mahmuzu : Çerçeveye
temel petek takılırken çerçeve telinin temel peteğin içine batırılmasında
kullanılır.
9) Ana Arı
Kafesi : Yalnızca
ana arıyı ve beraberinde birkaç işçi arıyı barındırarak ana arı nakli
veya anasız kovana arı vermede
kullanılır. 10) Izgara : Bal zamanı
arının üst kasaya çıkmasını önler. Ana arının ballığa çıkmasını
önlemek için balla kuluçkalık arasına konur. 11) Bal Süzme
Makinesi: Çerçeveli petekli
balları süzerek süzme bal elde etmek için kullanılır. 12) Sır Tarağı
: Süzme makinesine
konacak peteklerin sırlarının alınmasında kullanılır. 13) Mum İbriği
: Çerçeve oluğuna, hazır
petekleri tutturmak için kullanılır.Temel petek çerçeveye
tutturulurken temel peteğin çıtanın yivine girdiği kısma erimiş mumu dökmeye
yarar. 14) Fırça : Kovandan
bal alırken , arıları süpürmede kullanılırken. 15) Yemlik : Arılara
şurup vermede kullanılır. 16) Polen
Kapağı : Arıların
ayaklarında dışardan getirdikleri poleni (çiçek tozunu) toplamak için
kullanılır. Bu malzemelerin hepsi fazla sermaye gerektirmeyen ucuz ve küçük malzemelerdir. Arıcılığa başlayan herkesin kolayca alması mümkündür. ARILARIN KIZDIRMAMAK İÇİN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR - Dumansız kovan açılmamalı, - Duman verildikten sonra 2-3 dakika beklenmeli, - Kapak ve kapak altı tahtası, sessizce kaldırılmalı, - Çerçeveyi çıkarırken ve yerleştirirken arılar ezilmemeli, - Kovanın arkasından çalışılmalı, uçuşa engel olunmamalı, - Arı soktuğunda, ek kol hareketi yapılmamalı, - Balın gelmediği zamanlarda arılığa girilmemeli, - Soğuk havalarda, kovanlar açılmamalı, - Aşırı ter ve parfüm,sabun vb. kokular bulunmamalı, - Arıların yakınına, herhangi bir hayvan bağlanmamalı, - Arılık açık alanda ise tel örgü çekilmelidir.Aksi halde içeri
girecek hayvan, kovana boynunu dayayıp kaşınmak isteyecektir.
ARI SOKTUĞUNDA YAPACAKLARINIZ Arı iğnesinin arkasında, zehir kesesi bulunmaktadır. Bu kese iğneden ayrılmaz. Arı soktuğunda, bu kese hareket halindedir ve vücuda zehir pompalamaktadır. Eğer iğneyi alırken sıkarak çekersek, zehirin boşalmasına yardım etmiş oluruz. İğne, kolun tersi ile yan yatırılarak alınmalıdır. Soktuğu an bekletmeden çıkarılır. Bu durumda fazla şişmez. Antipik isimli ilaç bulundurmak, sabun sürmek, acıyı azaltıp şişmesini önler. Bazı kişilerin zehire karşı alerjisi olabilir, incidal alerji ilacı içirilmeli. Yoksa derhal doktora götürülmelidir. En iyisi arılığa maskesiz kimseyi sokmamak gerekir. Her arılıkta hırçın ve saldırgan kovanlar olabilir. Bu durum tespit edildiğinde anaları değiştirilmelidir. ARILARDA İLKBAHAR BAKIMI Havaların iyi gitmesi halinde,arılar şubat ayında uçuşa çıkarlar. Az da olsa çiçektozu ve nektar ana arının çok erken yumurtaya geçmesine sebep olur. Arının erken yumurtaya geçmesi, havaların iyi gitmesi halinde faydalıdır. Kovanda arı kalabalıklaşır. Çoğaldıkça ana daha çok yumurtlayacaktır ve nisan ayında da kat vurmak gerecektir. Eğer şubat ayı iyi, mart ayı soğuk geçerse, uzun zaman arı uçuşa çıkmazsa çok kötü sonuçlar ortaya çıkabilir. Aşırı soğuk, yumurtanın üşümesine , ölmesine neden olur. Arı yumurtadan ayrılmak istemeyecek ve açlıktan ölmesine neden olacaktır. Ayrıldığı takdirde, yumurta çürüyecektir. Kovanın zayıflamasına neden olacaktır. Bu durum da, hastalıklara sebep olur. Uzun zaman petekleri temizleme işleri uğraşacaklardır. Arıcının amacı bahara çok kuvvetli arı ile çıkmaktır. Yapılacak bahar kontrolü bu bakımdan çok önemlidir. İlk baharda kovan, arının uçuş sıcaklığı olan 14 dereceden yukarı olduğu zaman açılmalıdır. Soğuk havada, arılar kümeleşmiş haldedirler. Bu durumda kontrol de yapmak mümkün olmaz. Yere dökülecek arılarda kalkamaz ve kovana dönemezler. Günün
en uygun kontrol saatleri 10
– 14 arasıdır.Kontrol sırasında görülenler deftere
işlenir. BAHAR KONROLÜNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
-
Ananın
var olup olmadığına, - Kaç çerçeve yumurtladığına, - Yeterince
balı olup olmadığına, - Mevcut arının
kaç çerçeve olduğuna, - Herhangi
bir hastalık olup olmadığına bakılır.ve ilgili notlar deftere aktarılır. BAKIM SIRASINDA YAPILACAK İŞLER - Duman hazırlandıktan
sonra kovana önce alttan duman
verilir. Ardından kapak kaldırıldıktan sonra üstten verilir. Duman vermede amaç, arıların sakinleşmesidir. Arılar
derhal bala saldırırlar. Karınları doyduktan sonra
uysallaşmış olurlar.
Tehlike anında , kovanı terk zorunda kalan arı, tok
olmak ister. Dumandan
sonra 3 dakika kadar zaman verilmelidir. - Kıştan kalma bölme
kaydırılarak çerçeveler gözden
geçirilir. Balsız, kara ve bozuk petekler kovandan alınır. - Arıya en yakın, ballı
çerçevelerin sırrı tarakla alınır,
kolay yemeleri sağlanır, boşalmış çerçeveye yumurta koymaları sağlanır.
Balı fazla kovan, yumurta koyacak yer bulamayacak ve zayıf kalmış olacaktır. Fazla bal bırakmak fayda yerine zarar da verebilmektedir. Arı, balı kış aylarında ısınmak için yemekte ve çok az miktarda tüketmektedir. Baharda ise daha çok tüketmekte ve yavruya yedirmektedir. Kovanda arı kalabalıksa kolay ısınmakta ve az bal yemektedir.Eğer zayıfsa kovanı ısıtabilmek için çok enerji sarf edeceklerdir ve çok bal yemek zorunda kalacaklardır. Yedekte bir altlık bulundurulur. Temiz olan yedek altlıkla, kovanın altlığı değiştirilir. Çok toz döken arı daha kuvvetli olmaktadır. Bu durum uçma tahtasından da fark edilir. Çıkarılan altlık temizlenir. Gerekirse alev üstünde ya da pürmüz ile yakılır. Bir sonraki kovanın altlığı ile değiştirilir. Kovanın hafif öne eğik olması, arının kovanı temizlemesini kolaylaştırır. İlk bahar kontrolü 10-15 gün arayla tekrarlanır. İLKBAHARDA ARILARIN BESLENMESİ Balsız kalmış kovanlara elinizde bal yoksa derhal şerbet yapıp
verilmelidir. Aslında şerbeti ilkbaharda her kovana vermek gerekir. Arıcı, arılara ilk baharda şerbet vermekle şekerli bal yapmış olmaz. Şerbet mart ve nisan aylarında verilmektedir. Arılar balı, haziran - temmuz aylarında yapmaktadır. Bu aylarda şerbet , anaya yumurtlatmak maksadı ile verilmektedir. Bal ise kattan alınmaktadır. HANGİ AYLARDA ŞERBET VERİLİR - Kovanda
bal yoksa, - İlacın
şerbetle verilmesi gerektiğinde, - İlkbahar
ve sonbaharda arı mevcudu artırmada, - Yeni çıkmış
oğula, kaçmaması için,
- Sonbaharda,
kışa giren arıda bal olmayabilir. Kış boyu bal yerine yemek içinde
verilebilir. TEŞVİK ŞERBETİNİN HAZIRLANIŞI Anayı yumurtlatmak , arı mevcudunu artırmak amacıyla verilen şerbete teşvik şerbeti denir. Kaynamakta olan 1 Lt. suya 1 Kg şeker ilavesi yapılır. Kaynarken sürekli karıştırılır. Bir taşım kaynadıktan sonra indirilir. Bir çay kaşığı kadar tuz ilave edilir. Şerbeti, ıhlamur çayı ile yapmak, içine limon sıkmak, vitamin ihtiyacını giderir. Yapılan şerbet, üç gün ara ile 300’er gram olarak verilir. En erken ilkbaharda başlanır ve elma çiçek açana kadar devam edilir. Şerbet çeşitli yemliklerle verilir. Yemliklerin, uçma tahtasından, üstten ve çerçeve şekliyle, verilebilen çeşitleri satılmaktadır. KEK NASIL YAPILIR VE VERİLİRErken ilkbaharda şerbet yerine kek de verilebilir. Bunun için pudra şekeri gerekir. Her kovana 500 Gr. Gelecek şeklide şeker tartılır. Pudra şekeri bal ile karıştırılır ve macun şekline gelene kadar yoğrulur. Bal yoksa çok az su katılarak da yapılabilir. Çerçevelerin üzerine hamur haline yayarak verilir. İçine yumurta sarısı ve limon da katılabilir. ÇERÇEVE İLAVE ETME İlk baharda yapılan kontrollerde , arı geliştikçe bölme tahtası kaydırılır. Kaydırıldıkça yandan çerçeve ilave edilir. Arının, çerçeveyi tamamen kapatıp ilerlemesi gerekir. Bu da bölme koymakla mümkün olur. Böylelikle yumurtada üşümemiş olur. İlkbahar bakımı sırasında , hiçbir zaman ilave edilen çerçeve , arılı olanların arasına verilmez. Ana, diğer tarafa uzun zaman geçemez. Çalışma düzenini bozmamak gerekir. Kovanda arı, 8 çerçeveye ulaştığında bölme alınır.Çerçeve ilave edilir. ALT KASAYA KONACAK ŞİŞMİŞ PETEKLERİN SEÇİMİ Alt kasaya kuluçkalık kasa
denir. Elimizde bulunan , bir önceki
seneden kalma şişmiş petekler seçilerek kuluçkalığa verilebilir. Ancak,
bu seçim bir çeşit marifettir. Her temiz çerçeve , kuluçkalık çerçevesi
değildir. Üç tür kabartılmış çerçeve vardır. Bir çeşidi, çok derin gözenekli olup ballık içindir. Bir başka çeşidi de geniş ve yüksekçe olup erkek arı içindir. Bir diğeri de , yüksek olmayan daha ince olarak dizilmiş işçi arı içindir. Kuluçkalıktan , erkek arı gözenekli bütün çerçeveler alınmalıdır. Çünkü kovanda erkek arının çoğalması zararlıdır. Çerçeve bal kasasında iken, işçi arı yumurtası çerçevesi olarak kullanılmışsa hafifçe renk değiştirmiştir. Böylece seçimi de kolaylaşmış olacaktır. Ayrıca kuluçkalık kasasına konacak çerçeveler sağlam çakılmış
olmalıdır. İLK BAHARDA KOVANLAR ZAYIFSA YAPILACAK İŞLER Bal zamanına kadar , on çerçeve arılı kovan haline gelmeyen arıdan fayda gelmez. Bu durumda 50 kovan olacağına , kat vurulmuş 10 kovanın olması daha iyidir. Zayıf 50 kovandan belki 100 Kg bal alınabilir. Kuvvetli 10 kovandan ise, 300-400 kg bal almak mümkündür. Bol bal almak için zayıf kovanları birleştirmek gereklidir.
İKİ KOVANIN BİRLEŞTİRİLMESİKontrol sırasında, birleştirilecek kovanların tespitleri yapılır. Birbirlerine yakın olanlar aralarında birleştirilir. Önce her gün yarımşar metre kaydırarak, yan yana gelmeleri sağlanır. Eğer kaydırmak mümkün değilse, havaların kötü gittiği günler beklenir. Üç gün uçuş yapmayan arı eski yerini unutur. Birleştirilecek kovan, yerinden alınarak diğerinin yanına konur. Birinin anası alınır ve birleştirilecek kovan iki gün anasız bırakılır. Bir başka yol da , akşam üstü arılar uçuştan döndükten sonra birleştirilerek 3 km. uzağa götürülür. Bir hafta sonra geri getirilir. Bu zaman içinde arılar eski yerlerini unutmuş olacaklardır. Birleştirmede en kolay yol, gazete ile yapılanıdır. Gazete çivi ile sıkça delinir. Analı kovanın üstü açılır. Dışa taşacak şekilde , arıların üzerine örtülür. Üzerine taban tahtası alınmış kovan kat gibi vurulur. Her iki taraf arı gazeteyi delmek isteyeceklerdir.Bu sırada barışmış olacaklardır. İki gün sonra, kat çözülür. Yumurtalı çerçeveler, bol arılı kısma indirilir. Bir
başka yol daha vardır. Birleştirilecek kovanların her iki tarafına , buğday unu
serpilir. Bütün arılar unlanır. Anasız bırakılmış
kovandan alınan arılı çerçeveler, analı tarafa aktarılır. Undan temizlenene kadar , barışmış
olacaklardır. ÇALIŞMAKTA OLAN KOVAN YERİNDEN ALINIR MI ? Herhangi bir nedenle kovanın, arılığın bir başka köşesine
alınması istenebilir yada kısa mesafelere taşınması gerekebilir. Arı çalışıyor vaziyette ise , kesinlikle kovan yerinden alınamaz. Bu mesafe, bir metre dahi olmamalıdır. Ancak, arının çalışma alanı dışına çıkarılması gerekir. Bu mesafe de en az 3 km’ dir. Kısa mesafede taşıma, yağışlı günlerin ardından yapılmalıdır. En az, arı üç gün uçuşa çıkmamış olması gerekir. Böylece, arının eski yerine dönmesi önlenmiş olur. İYİ CİNS ARIDA ARANAN ÖZELLİKLER Her arılıkta çok bal veren yada az bal veren arı cinsleri olabilir.Bazıları çok hırçın, bazıları da uysal olabilir. Bir çeşidi de bal yerine çok oğul vermektedir. Arıcıya gerekli olan uysal ve çok bal veren kovanlardır. Oğula düşkün arı bal vermez. Arılıktan damızlık olarak birkaç kovan seçilir. Bu kovanlara her akşam bir su bardağı kadar şerbet verilir. Kovan, dar tutularak oğul vermeye zorlanır. Eğer netice alınamazsa ana arı alınır. Pek çok ana memesi yaptırılır. Elde edilen memeleri ana arısı önceden alınmış kovanlara taksim edilir. Böylelikle tek tip arı cinsine çevrilmiş olur. ANA NASIL YAPTIRILIRAnası alınan kovan, bir iki gün sonra ana memelerini yapar. Normal bir yumurtadan yapılan ana memesi, altıncı günde kapatılır. Bazen de patlamış larva üzerine ana memesi yapabilirler. Larva ana sütü haricinde, besinle de beslenmiştir. Böyle meme erken kapatılır ve dolayısıyla da erken çıkar. İşçi arıya benzeyen, cılız, çiftleşmeyen ana olurlar. Ana çıktığı içinde diğer memeleri keserler. Hakiki ve sağlam ana elde etmek isteniyorsa , beşinci güne kadar kapak atılmış memeler iptal edilmelidir. Açık olanlar bırakılmalıdır. İşe yarayacak analar, altıncı günde kapanan memeden çıkarlar. ANASIZ KOVANA ANA MEMESİ NASIL TAKILIR - Üzerinde ana memeleri bulunan çerçeve, itina ile alınmalıdır.
Silkmeden fırça ile arılardan temizlenmelidir, - Ana memesi, 10-14 günlük iken alınmalı, - Petek, ana memesinin 2 cm uzağından, keskin bir bıçakla
zedelemeden kesmeli, - Kesilen meme dik tutulmalı ve sarsmamalı, - Anası önceden alınmış kovanın bol arılı bölgesine, dik
olarak monte edilmeli, - Varsa, ana memesi kafesi ile verilmeli, - Çıkan ana, yumurtlayana kadar kontrol altında tutulmalı, - Başka memeler yapılmışsa iptal edilmelidir.
ARICI KOVANI AÇMADAN İÇİNİ ANLAYABİLİR Mİ ?
Kovanı sık açmak zararlıdır. Kovan açıldığında arılar bala saldırırlar. Ayrıca huzurları bozulur. - Kovanın yüzünde gezinenler fazla ise anasız kalmıştır. Kovanın uçuş
deliği ıslaksa yada arılar içeri girmek için
delik arıyorlarsa kovan yağmaya uğramış demektir. - Kovanın ağzından mum kırıntıları dökülmüşse arılar aç
kalmıştır. - Kovandan açık renkli yavru atılmışsa aç kalmış yada üşütmüştür. - Yerlerde kanatsız arılar geziniyorsa varoa hastalığı var
demektir. - Yerlerde ve uçma tahtası
etrafında küçük gruplar varsa ve arılar uçmuyorsa nosema hastalığı vardır. - Arı uçma tahtasına
asılmışsa oğul verecek demektir. Kovana sığmıyorsa
ya da aşırı sıcaksa arıyı yinede sakal gibi asabilir. - Uçma tahtasında arılar kanat çırpıyorsa, içeriye bol hava
veriyor demektir. - Uçuştan dönen arılar yerlere dökülüyor, dinlendikten sonra kovana giriyor iseler , bal taşıyor demektir. - Hava normal olduğu
halde geç saate kadar uçuş yapmıyorsa çevrede
bal yok demektir. - Bulutlu bir havada aniden arılar geri dönüyorsa yağmur yağıyor
demektir.
- Kovanın ağzına, fare pisliği gibi ölü arılar dökülmüş
ise kireç hastalığı var demektir. BAL KASASI NE ZAMAN VE NASIL VERİLİRArılar kuluçka kasasında onuncu çerçeveye geçtiği an kovana kat verilir. Geçen yıldan kalan temiz ve şişmiş çerçevelerle arı daha çabuk çıkar. Eğer çıkmamakta inat ediyorsa, alttan arılı bir çerçeve alınarak kata verilir.Katta bölme tahtası kullanmak çok daha iyi netice verir. Arıya ne kadar az yer gösterilirse , o kadar çabuk dolduracaktır. Beş çerçevenin arkasına bölme atılır. Boşluğa da bez yada çuval serilir. Doldukça kaydırılır. Katta çalışma, arının çok olduğu taraftan başlatılmalıdır. Kat olduktan sonra, eğer çerçevenin yarısına kadar sıralanmışsa alınmalıdır. Süzülerek iade edilmelidir. Bu yöntemle daha çok bal elde edilir. İkinci kat koymakla arıya zamanı kaybettirmemiş oluruz. 1 Kg. mum yapmak için arı, 15 Kg. civarında bal yemektedir. İkinci ya da üçüncü kat koymak bizim için zarar olabilir. Zaten yıl içinde bal sezonu ölçülüdür. Bunu da arılara mum şişirtmekle geçirtmemek gerekir. Bal petekle satılacaksa kat vurmak ve balların tamamen sıralanması
gerekir. ÇERÇEVEYE HAZIR PETEK NASIL TAKILIR Çerçeveye hazır petek takmak için tel, biz, kerpeten, mahmuz, mum ibriği çerçeve kalıp tahtası bulundurmak gerekir. Çerçeve ayaklarının tam
ortasından üçer yerinden biz ile
delinir. Bu deliklerden üç sıra halinde tel gerilir. Hazır petek çerçevenin içine yerleştirilir. Eğer büyükse , yandan yarım, alttan birer santim boşluk kalacak şekilde kesilir. Dize kalıp tahtası koyulur. Hazır petek, çerçeve oluğuna iyice yerleştirilir. Kalıp tahtasına geçirilir. Sıcak suda ısınmakta olan mahmuz, tele bastırmadan gezdirilir. Kenarlardan kesilmiş petek parçaları ile teller perçinlenir. İbrikte erimiş mum, çerçeve oluğuna akıtılır. Hazır peteğin iyisi, sert ve kolay kırılanı olandır. Renkleri solan, kokusunu kaybeden ve kırılmayan peteklerde fazla katkı maddeleri var demektir. Bir önceki seneden kalma , solmuş peteklerin hakikisi güneş altında eski rengini alanıdır. Gereğinden fazla , çerçeveye hazır petek takmak zararlıdır. Dökülmekte ve kırılmaktadır.
ARILARIN OĞUL VERMESİİlk baharda kovanda arılar hızla çoğalır ve kovana sığamaz duruma gelirler. Arı ailesi de insanlar gibi, ikiye bölünerek yeni bir yuva kurmak isterler. Oğul verecek arı, önce kendisine yeni bir ana yetiştirir. Eski ana da kendisini rejime sokar. Uçabilecek kadar zayıflar. Yeni ana henüz memeden çıkmadan, eski ana havanın iyi olduğu bir günde , kalabalık bir topluluk halinde kovanı hızlı bir şekilde terk eder. Havada birçok tur atarak ağacın bir dalını seçer ve sarılır. Genellikle saat 10-14 arasını seçerler. Oğul sarılı dalda, birkaç saat kalır. Eğer geç saatlerde çıkmışsa ertesi güne kadar kalabilir. Bu arada ana arı kovandan çıkmadan ve çıktıktan sonra kendisine yuva aramak için kılavuz göndrerir. Oğulu almada gecikme olursa, oğul hızlı bir şekilde salkımı bozarak havalanır. Kılavuzları takip ederek, büyük bir gürültü ile yeni yuvasına ulaşırlar.Oğul olarak çıkan arılar, karınlarına bal doldurulmuş, ayaklarına çiçek tozu almış olarak çıkarlar. Aynı kovan, sekiz gün sonra ikinci oğul verebilir. İkinci oğulda birden fazla ana bulunur. Hepsi de yenidirler. İki gün aralarla 3. ve 4. oğullar çıkarsa da çok küçük olmaları nedeni ile çıkmaları istenmez. Bu oğullar geri iade edilmelidirler. OĞULU
İSTEDİĞİMİZ YERE SARDIRABİLİRMİYİZ ?
Arılar, oğul otu denen bir bitkinin kokusundan çok hoşlanmaktadırlar. Bir bitkinin bir adı da melisa’dır. Gayet kolay üreyebilen bir bitkidir. Oğul havalanırken, oğul otundan birkaç yaprak kopartılır. Parmaklarla birbirine sürterek ezilir. Kokusu arıların yoğun olduğu tarafa üflenir. Oğul toplama sepetine sürülür. Sepet bir sırıkla havaya kaldırılır. Arılar, koku sayesinde sepete saldırmaya başlarlar. Sepet yavaşça indirilir ve bir dala asarak, arıların toplanması beklenir. Oğul otu sayesinde, arıcı ağaçlara tırmanmaktan ve dalları kesme zahmetinden kurtulmuş olur. OĞULUN
KOVANA YERLEŞTİRİLMESİ
Oğulun koyulacağı kovan, oğul çıkmadan hazırlanır. Oğulun boşluğa yerleşmemesi için kovan, çerçevelerle doldurulur. Yerleştikten sonra bölme atılır ve artan çerçeveler alınır. Oğul sepette dinlenmeye alınır. Bu arada hazırlanmış olan kovan da istenilen yere yerleştirilir. Kapak altı tahtası ve kapak örtülür. Önüne, uçma tahtasını kapayacak şekilde bir bez serilir. Kaymaması için uçlarına taşlar konur. Oğul sarılı sepet yavaşça alınır ve uçma deliğine yakın, beze hafifçe silkelenir. Mum kokusunu alan arı, kovana doğru hızla, tıpkı sürü gibi akar. Ana arının girmesi gözlenir. Arılar kısa zamanda tamamen çekilir. Oğulu kovana üstten dökmek, ana arının ve diğer arıların ezilmesine neden olur. Kendi istekleri ile girmeleri daha iyi olacaktır. Oğul kovana yerleşmek istemiyor, havalanmak istiyorsa ana arısı yok demektir. Bu durumda ana arıyı ya sarıldığı dalda ya da yerde aramak gerekir. Ana arı yaşlı ya da kanatları sakat olabilir. Eğer bulabilirsek, oğula verilerek arıların sakinleşmesi sağlanır. Ana arı bulunamazsa oğul geri dönebilir. Bir hafta sonra, yeni ana arı ile yeniden oğul olarak çıkar.
İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ OĞULLARBirinci oğul verdikten, sekiz gün sonra ikinci oğul çıkar. İkinci oğul da, birden fazla ana arı bulunur. Oğul, havadayken uzun b zaman sarılmaz. Akşama doğru geç saatlerde çıkabilir. Birinci oğul kadar kalabalık olmaz. Ana arı yeni olduğundan hemen yumurtlamaz. Ana arı, yeni olması avantajı ile çok çabuk gelişir. İkinci oğlu verdikten 2-3 gün sonra, üçüncü oğul çıkabilir. Ana arıları ikinci oğuldan daha çoktur. Çok küçük oğul olacaklarından , kovana geri iadesi en doğru yoldur ya da bir başka zayıf kovanla birleştirilebilir.
İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ OĞULLARIN ÖNLEMESİ
Birinci oğuldan sonra oğul verdirmek doğru değildir. Kovan çok zayıflar. Kışa çıkaracak kadar bal yapamaz.. Arısını da çoğaltamaz. Birinci oğuldan 4-5- gün sonra ana memesi iptaline gidilir. Oğulun ardından, ana arı hemen çıkmış olmayacağı için iptali geciktirilir. Yapılacak kontrolde ,açık ana memesi aranır. Yoksa en olgunu bulunarak bırakılır, diğerleri iptal edilir. Çerçevenin her tarafı iyice aranır. HANGİ HALLERDE OĞUL KOVANDAN KAÇAR - Oğul zamanı çevrede bal yoksa, - Oğul konmuş kovan, güneş altına konmuşsa, - Oğul, kovanı beğenmezse, - Çevrede, oğul çekme ilacı kullanılıyorsa, oğul kovanı
terk ederek kaçar, OĞULUN KAÇMASINI ÖNLEMEK İÇİN NE YAPMALI - Güneş altına koymamalı, - Bir başka kovandan, yumurtalı çerçeve verilmeli, - Ana, yumurtlayana
kadar, şerbetle beslenmelidir. Oğul
birkaç günlük olduğu halde, mumları şişirmemişse kaçacağını gösterir. OĞUL VERDİRMEMEK İÇİN YAPILACAK İŞLER - Her kovan oğul vermez. Bu tip kovanlar damızlık olarak kullanırlar. Ana yaptırarak diğer kovanlara verilmelidir. - İlk baharda katlar, üstüne değil alttan verilmeli, - Katı erken vurarak, arıya geniş yer gösterme, oğul hevesini
kırma, sıkıştırmalarını önleme. - Erkek arı hücreli çerçeveler, kovandan alınmalı. Taban kısımlarından
varsa kesilmeli. - Kovanın giriş kapısı tamamen açılmalı, - Kovanlar devamlı gölgede bulundurulmalı, - Bal zamanına yakın, oğula düşkün
kovandan ana alınmalı,
yerine kısa zamanda çıkacak ana memesi
asılmalıdır. - Anası genç olan kovan kolay oğul vermeyeceğinden anaların
genç olmaları sağlanmalı, - 10 günde bir kontrol ederek ana memeleri kesmeli. - Kontrol sırasında, 2 - 3 memeyi bozmadan, iğne ile delmeli. Meme içindeki ana ölecek. Farkına varana kadar yeniden yapmayacaktır. ARILIKTA KARA KOVAN BULUNDURMANIN ÖNEMİ Her arılıkta, birkaç tane kara kovan bulundurmanın faydası çoktur.
- Arılıktaki boş kovanlar, kara kovanlardan alınan oğullarla
doldurulur. - Kara kovanlardan çıkacak üç ve dördüncü oğullar, zayıf kovanlarla birleştirilir, böylece arılarda seviye ayarı yapılmış olur. - Sık olarak dizilmiş fenni kovanlar arasına, kara kovan koymakla arıların yanlış kovana girmeleri engellenmiş olur. - Sadece arısından faydalanmak sureti ile suni oğul elde
edilebilir.
- Az miktarda bal almak icap ettiğinde, kara kovanlardan bal
almakla çerçeveyi bozmak gibi ziyandan korumuş
olur. SUNİ OĞUL ALMAKuvvetli birkaç kovanın arısı ya da yumurtalı çerçevesinin alınıp birleştirilmesinden meydana getirilen yeni aileye suni oğul denir. Çeşitli yolları vardır. Birinci Yol : Arılıkta,
kuvvetli dört tane kovan tespiti yapılır. Suni
oğul için, boş bir kovan
hazırlanır. Tespit edilen dört kovanın üçünden, birer tane arısız
olarak yumurtalı çerçeve alınır.Sağdan ve soldan, birer tane ballı çerçeve
eklenerek boş kovana yerleştirilir. Arının uçuş saatinde, dördüncü kovan yerinden alınır. Uzak bir köşeye taşınır. Yerine yaptığımız kovan konur. Uçuştan dönen arılar bu kovana girer ve sahiplenirler. Böylece suni oğul elde edilmiş olur. Arısından faydalanılan kovan, birkaç gün durakladıktan sonra, tekrar eski vaziyetini alır. Varsa ana meme verilir. Yoksa yaptırılır.
İkinci Yol: Kuvvetli
bir kovan arısı ve yumurtası ikiye bölünerek suni oğul alınabilir. Kuvvetli kovan, yarım boy bir tarafa kaydırılır . Yerine, boş kovan yerleştirilir. Kapak vurulmuş yumurtalı çerçeve ile ana bir tarafa, kapak vurulmamış çerçeve diğer tarafa olmak üzere, arılarda eşit olacak şekilde bölünür. Kapaklı petekten arı erken çıkacak ve ana bu boşluklara yumurta atacaktır. Kapaksız yavrulu petekler bulunan kovanda ana yoktur. Yavru da geç çıkacaktır. Ananın yetişmesi yumurtlaması da uzun zaman alacaktır. Uçuş sırasında arılar gözlenir. Hangi kovana arı fazla giriyorsa o kovan açık tarafa kaydırılır. Eşit şekilde girmeleri sağlanır. Arılıkta yer müsait değilse, bu şekilde birçok kovan ikiye bölünerek , anası olanların delikleri tıkanır. Arabaya yüklenip, 3 km. uzağa götürülür. Bir hafta sonra geri getirilir. Böylece arılar yerlerini unutmuş olur. Anasız kovanlara ana yaptırılır yada temin edilir. Üçüncü Yol : Bu
yolla, her dakika kuvvetli bir suni oğul elde edilir. Dört beş kuvvetli kovandan, arılı ve yumurtalı olarak, birer tane çerçeve alınır.Yeni kovanlara yerleştirilir. Bir iki çerçeve de, arı silkelenebilir. Üstlerine hafifçe un serpilir. Uçma deliği kapatılır. 3 km. uzağa götürülür. Yerinde kalacaksa , birçok çerçeve silkelenir. Kovanlarını bilen yaşlı arılar geri dönerler. Yirmi günden aşağı olanlar kovanda kalırlar. Ananın,bu çerçevelere uymasına dikkat edilir. Ana yada ana memesi verilir. Yoksa yeniden yaptırılır. Bu yolla elde edilen oğul, oldukça kuvvetli olur. Ayrıca birer
çerçeve alınması ile hiçbir kovan etkilenmez.
SUNİ OĞULLARA ANA TEMİN ETME
Üç beş çerçeveli, küçük
kovan kullanarak ana yetiştirmek oldukça faydalıdır. Küçük takviyelerle,
devamlı birkaç ana yedekte bulundurmak gerekir. Suni oğullarda, hazır ana
kullanmak, büyük ölçüde zaman kaybını önler. Eğer bu tip olanağımız
yoksa, arılıktan iyi cins bir kovan seçilerek,
ana alınır. Ana başka yere verilir.
Anasız kalan kovan, bir çok
ana memesi yapar. On gün sonra bu
memeler suni oğullara taksim edilir. Taksim etmeden iki
gün önce, suni oğullar
alınmış olmalıdır. Bu yöntemle arının nesli de iyileştirilmiş olur. KOVANDAN KOVANA ANA NAKLİKovandan ana alırken
çok dikkatli olmak gerekir. Ana çok nazik
olduğundan sıkmak, hırpalamak ve kanatlarından tutmak zarar verebilir. En iyi
tutuş şekli, anayı avuca düşürmek ve sıkmadan kapatmaktır. Baş
parmak ile işaret parmağı arasına kafesi dayatılır. İçeri girmesi sağlanır.
Yanına 5-6 tane refakatçi olarak işçi arı verilir. Ana verilecek kovanın, en
az iki gün anasız bırakılması
gerekir. Vermeden önce, varsa memelerin tamamı iptal edilir. Açılmış
meme varsa ana iyice aranır. Bu durum dikkate alınmazsa, verilecek
anayı derhal öldürürler. Ana kafesi, bol
arılı
iki çerçeve aralanarak arasından asılır. 24-48 saat sonra salıverilir. Eğer ana uzağa götürülecekse sıcaktan korunmalı. Yiyecek olarak kek verilmelidir.
Yedekte ana bulundurmak için, beş yada daha aşağı çerçeveli
kovancıklar kullanılır. Erken ilkbaharda, küçük bölmelerle
ya da küçük oğullarla, bu kovanları doldurmak mümkündür. Faydaları şöyle sıralanabilir.
- Yaşlı anayı değiştirmek gerekirse, - Arılıkta herhangi bir kovan anasız kalmışsa, - Suni oğul alırken yedek ana kullanılır, Sezon sonuna kadar, bu kovanlara küçük takviyelerle, birkaç defa ana yaptırılır. Sonbaharda zayıf kovanlarla birleştirilir. KOVANIN ANASIZ KALMASI
Bu
kovana, yetim kalmış da diyebiliriz. Anasız
kaldığı fark edilmez ise bu kovanın sönmesi demektir.
Erken fark edildiği takdirde, ana
ya da meme verilir. Geç fark edilmişse
arısı azalmış, yabancı ana türemiş
ve erkeğe gitmiştir. Bu gibi kovanlarla uğraşmak, işlerimizi zorlaştıracaktır.
Uzaktan bakarak da kovanın anasız kaldığını anlamak mümkündür.
Eğer kovanın yüzünde, kasasında dağınık geziyorlarsa
anasız kalmışlardır.
Dışta elle vurulduğunda, kulağa ses ağlama şeklinde gelir. Analı kovanın
sesi ise birden kesilir. Bu durumda kovan
açılır. Kontrol edilir. Kesin neticeye gidilir.
Anasız kalma sebeplerini şöyle sıralayabiliriz. - Arılığın sık olması
iyi değildir. Uçuştan dönen ana
kovanı bulamaz. Başka kovana dalar ve öldürülebilir, - Ana uçuşta iken arıkuşu tarafından kapılabilir, - Bizzat arıcı tarafından ezilebilir, - Arılar tarafından, geç yumurtlama durumunda öldürülebilir, - İki ana birbirini öldürebilir, - Yaşlı olması halinde öldürülebilir, - Birden fazla yeni ana bulunduğu sırada, arılar tarafından
yumak gibi sargı içine alınırlar. Bu sırada ana sakatlanabilir.Kanatları
kopabilir. Uçuş sırasında yere düşebilir, - Birkaç defa oğul
veren kovandan, son ana da çıkabilir ve
benzer sebeplerden kovan anasız kalabilir. ANASIZ KALAN KOVANDA YALANCI ANANIN TÜREMESİAnasız kalmış kovan, kendisine
ana yetiştirir. Bazı hallerde henüz yumurta koymadan yeniden anasız kalabilir. Eğer kovan kış aylarında
anasız kalmış ise,baharda
peteklerde yumurta bulunmaz. Ana ölmeden yumurtada koymuş olabilir ve bu
yumurtadan ana yapabilirler. Çıkan ana, erkek arı bulamaması halinde
ya da uçuş
yapamaması nedeni ile çiftleşemez. Yumurta yapmayan anayı öldürebilirler. İşçi arıların içinden birkaç tanesi ana gibi yumurta koymaya
başlarlar. Bu gibi arıya yalancı ana denir. Yalancı ananın yumurtası cılız
olur.Petek gözünün kenarına atarlar. Bir göze de birkaç tane, hatta çiçek
tozu üzerine de bile attığı görülür. Yalancı anası bulunan
kovana ana ya da meme verilemez. Verildiği
an arılar tarafından kesilir. Önce kovanı yalancı
ana ve yumurtalardan kurtarmalıdır.
Yerinden alınarak 50 m. Uzağa götürülür. Yerine başka
kovanlardan alınmış, iki üç yumurtalı çerçeve koyulmuş kovan yerleştirilir. Yalancı analı kovanın
bütün arıları, çerçevelerden yerlere
süpürülür. Ballılar yeni kovana verilir, diğerleri eğer çok
güzel petekli ise erkek arı kabartılı gözenekler keskin bıçakla kesilerek , başka
kovanlara dağıtılır. Yalancı ana, uzun zamandır uçuşa çıkmamıştır. Karnı da yumurta ile dolu olduğundan uçamaz. Kısacası uçup ta kovanı bulamaz. Yalancı ana orada kalır.
Oluşturulan yeni kovana
kafesle başka kovandan alınmış yumurtlayan ana verilir. Anası alınmış kovana da yeniden ana yaptırılır. ARILARIN BAL TAŞIDIĞINI NASIL ANLARIZMevsim itibarı ile bala giren arı, yavru yetiştirmeyi ikinci plana bırakır. Çiçek tozunu taşımayı da azaltırlar. Bir taraftan petek şişirir, diğer taraftan bal dökerler. Bal taşıdıklarını belirten hareketler şöyle sıralanabilir. - Sabahın erken saatlerinde arılar kovandan oluk gibi akmaya başlarlar. - Dönüşlerinde, yorgunluk belirtilerini
gösterirler. Yerlere dökülür ve dinlendikten sonra kalkarak kovana
girerler. - Kimse ile ilgilenmez, ısırmazlar. Duman
kullanmadan dahi kovanı
açmak mümkün olur. - Arılıkta keskin bal kokusu hissedilir. - Çerçevelerde yeni gelişmiş bal görülür. - Peteklerin, bembeyaz mumla
şişirilmekte olduğu görülür.
Havalar iyi giderse bir haftada bir kat bal yapabilirler. Balın rengi seneye göre değişmektedir. Bala hangi
çiçekle
girerse, rengini ağırlıklı oradan alır. Bal gelme uzadıkça
dolduracakları katlar da artar. Üç ya da dört kat dahi bal almak mümkün olabilir.
Geçen yıldan kalma şişirilmiş petekler varsa, arıya akşam
ettirmeyerek daha çok bal alma imkanı doğmuş olur. BAL HASADIArılar tarafından, sulu balın havası uçurulur. İnce mumla sırlanır.
Arılarda hareket giderek azalmaya başlar. Balı tabaklarda
aramaya başlarlar.
Bu duruma gelmeden bal hasadına başlamak arıcının işini kolaylaştırır.
Bal alma zamanı geciktirildiği an yağmacılık başlar. Bal almak, süzmek ve
çerçeve iade etmek zorlaşır. Ballı çerçeveleri koymak
için, hafif sandıklar hazırlanır.
Arının giremeyeceği ve balın yerlere damlamayacağı kadar muhafazalı olmalıdır.
Kapak olarak bir örtü kullanılır. Sabah erkenden balları almak, gün boyu kapalı yerde süzmek, akşam
üstüde çerçeveleri iade etmek en doğru yoldur.
Duman üstten verilerek arılar alt kata indirilir. Çerçeveyi
çıkarılırken,
arıların ezilmemesine dikkat edilir. Çıkarılan çerçevelerin
en az üçte
biri sırlanmış olması gerekir. İşleri bir an önce bitirmek için, yardımcı
bulundurmak şarttır. BALIN MAKİNEDE SÜZÜLMESİ Yardımcılarınız çok
ise , dörtlü ya da cereyanlı makine arınız
azsa üçlü makine almanız yeterlidir. Balın sırları, keskin bir bıçak yada sır tarakları ile alınır.
Alınmamış yer bırakmamaya dikkat edilir. Yedek sır tarafı, su
kabında bulundurulur, sıcak suyun olması,
işi daha da kolaylaştırır. Üstte, hafif
yatık çerçeve koyma ve sırı
alınmış çerçeve yeri, hemen altında sırların
atılacağı yer ve elek, onun altında ise, bal deposu bulunan kap yapmakla,
kendinize büyük kolaylık sağlamış olursunuz. Ballı çerçeveler soğumadan
süzülmeli. Oda sıcak tutulmalıdır. Soğudukça süzme
zorlaşmaktadır. Hızlı çevirmekte peteklerin
patlamasına sebep olmaktadır. Çerçevelerin üstü, yanı, kulak
kısmı makineye solumuzda
kalacak şekilde oturtulur. Petek bıçakla dikine kesildiğinde gözenekler (v)
şeklindedir. Petek gözlerini ağzı rüzgara karşı değil, boşluğa
doğru verilir. Makine sağa doğru döndüğüne
göre, boşluk sol tarafta kalmaktadır.
Makineye bu şekilde konur. Bir taraftan bal çekerken, diğer taraftan
musluğun
altındaki kap gözlenir. Taşmamasına dikkat edilir. Bal, sıcaklık nedeni ile
ince ise, musluğun altına süzgeç
konur.Süzülmeyecek kadar kalınsa, bekleme kabında üstüne çıkacak olan
mum kırıntıları, varsa arı ölüleri alınır. Daha sonra kaplara
aktarılır. ARICILIKTA SONBAHAR ÇALIŞMALARI
Sonbaharda,
ilkbahar gibi her kovanı birkaç defa
kontrol etmek gerekir. Yapılan kontrollerde, aşağıdaki durumlar gözlenir. -
Ananın varlığı, -
Arıların kapladığı çerçeve sayısı, -
Bal durumları, -
Herhangi bir hastalığın varlığı incelenir ve deftere not edilir.
Sonbahar kontrolleri sırasında,
kovanı uzun süre açık bırakmak doğru olmaz.
Yağma olayına fırsat verilmemelidir. Sabah ve akşam saatleri
en uygun zamandır.
SONBAHARDA ANASIZ VE ZAYIF KOVANLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ Sonbaharda, anasız
kalan bir kovanın kıştan çıkma ve yaşama
şansı yoktur. Çıksa dahi, ilkbaharda ölecektir. Bu nedenle, zayıf
kovanlarla birleştirmek gerekir. Sonbaharda, anasız
kaldığının farkına varılabilir. Yumurtanın olmadığı geç
sonbaharda varmak çok zor olur. Bu
nedenle erken sonbaharda, ağustos eylül aylarında kontrol edilmelidir. Sonbaharda üç ve daha aşağı çerçeveli
kovan zayıf sayılır. On taneden ancak iki tanesi karşı çıkabilir. Çıksa
dahi, baharda birleştirmek icap edecektir. Zayıf kovanları, sonbaharda
birleştirmekle, hem kışı rahatlıkla çıkacak hem de baharda kuvvetli olacaklardır. KIŞA KUVVETLİ KOVANLA GİRMENİN YOLUSonbaharda, kovanların
kuvvetli olması bahar kadar
önemlidir. Bu nedenle, bal hasadından hemen
sonra, aynen bahardaki gibi teşvik şerbeti verilir. Haftada iki defa akşamları 300
Gr. Şerbet vermek yağmayı önler. Bu sayede
ana yumurta yapmaya zorlanır. KARARMIŞ PETEKLERİN KOVANDAN ALINMASI Sonbahar kontrolleri
sırasında , kovandaki düzeni bozmamaya gayret
gösterilir. Bal ayarlama sırasında, ekşimiş ve
bozuk çerçeveler alınır.
Balları süzülür. Eritilerek mum yapılır. Eski
ve kara peteklerin, gözenekleri daraldığı
için kuluçkalık
kasasında bulundurmak sakıncalıdır. Böylece alt kasada temizlenmiş olur. ARILARI KIŞLATMADA ÇEVRENİN ÖNEMİ
Kovanları kışlatmak
için yapılan çalışmalar, çevrenin özelliklerine
göre olmalıdır. Çevreye göre, en iyi kışlatma yolunu
bulmak arıcının görevidir.
Arıcının küçük bir hatası, arıların tümünü öldürebilir. Bu
nedenle, çok dikkatli olması gerekir. Macahel oldukça rutubetli bir yerdir.Burada ölümler, soğuktan
çok rutubet ve açlıktan ileri gelmektedir. Bu nedenle, arılığın yeri tam
isabetle seçilmelidir. Arılık, rüzgarlara
karşı kapalı, güneye bakan yerlerde kurulmalıdır. Yerden
yükseldikçe rutubet azalacağından arıyı arılığın
ikici katlara koymakla daha da isabetli iş
yapılmış olunur.Kapalı yerlerde,
rutubeti son derece az ve soğuk olan Kars ve Erzurum gibi yerlerde kışlatılır.
Bunu Macahel’ de uygulamak arıların ölümü demektir. Kovanları naylon ya da ot ile sarmak rutubeti devam ettirmek olur. En iyisi rutubeti emen, roboroit denen ziftli kağıt kullanmaktır. Nalburlarda, kiremit altı olarak satılmaktadır. Naylon cinsi değil, kağıt olanı alınmalıdır. Kovanın etrafını saracak kadar kesilir. Sardıktan sonra artan kısım, kapak altında katlanır. Etrafına ip dolandırılır ve bağlanır.
Uçma tahtasına inen kağıdın, küçük
bir yeri delinir. Arılar
buradan gezer. İstedikleri zaman deliği büyütürler. Kağıt, siyah olduğundan
ısıyı emer ve rutubetten etkilenmez. EN UYGUN KIŞLATMA YOLUArılığımızda rutubet
olayı varsa, kovanın içi ıslanır.
Petekler yeşilimsi renk alır. Arının hastalanmasına, ishal olmasına
daha
doğrusu ölmesine sebep olur. Bu durumda arıcının tedbir alması gerekir. Eğer rutubet az ise;
Bal ayarı yapıldıktan sonra, arının durumuna göre bölme tahtası atılır.
Arılı çerçevelerin üzerine, çuval ya da bez serilir. Artan kısım, bölmenin
arkasına sarkıtılır. Bölmenin altından geçiş bırakılır. Bölmenin
arkasına, kapanması için, boş yada yarım ballı çerçeve konulabilir. Üzerine,
kapak altı konulduktan sonra, ziftli kağıt yoksa, çimento kağıdı yada çeşitli
kartonlarda kullanılarak sarılır. Rutubet Çoksa; Arı sıkıştırılarak,
yedi çerçevenin arkasına göre bölme tahtası
atılır. Üzerine, boş bir kat vurulur. Arıların
üzerine,
bez ya da çuval serilir. Çuvalın artan kısmı,
boşluğa sarkıtılır. Altından geçiş bırakılır. Kısacası, tek
katla kışlatma gibi yapılır.
Katın içine, varsa petekli çerçeveler de konulabilir. Kapak
altı tahtası örtüldükten sonra, ziftli kağıtla sarılır.İlk baharda kovanın sadece
kapağını açarak, arıya üşütmeden yem verilebilir. Şimdi de neden kat vurulduğunu anlatalım; Kovana alttan, yani uçma
deliğinden soğuk hava girmektedir. Bu hava kovanda, ısınarak
buharlaşacaktır.
Isınan bu nem buharı, bezden geçerek kapak
tahtasına kadar yükselecektir.
Soğuduğu takdirde su damlacıklarına dönüşecektir. Bez
ya da çuval ise,
kupkuru kalmış olacaktır. Kısacası
kat vurmakla, su buharı arıdan uzak tutulmuş
olacaktır. Ayrıca, katta biriken sıcak hava hem arıya yorgan vazifesi görecek, hem de kapak altı
tahtasını kuru tutacaktır.
Rutubet, daha çok erken ilkbaharda görüleceği için, kovandaki
sargılar havalar ısınmadan açılmamalıdır. KARA KOVANIN FENNİ KOVANA AKTARILMASIKara kovandan fenni kovana aktarma, ilkbahar ve bal zamanı yapılır.
Diğer zamanlarda aktarılan arı, kovanı terk eder. Aktarma işi, sabahın
erken saatlerinde, yağmanın az olduğu zamanlarda yapılır. Aktarmaya başlamadan,ağırca iki sopa, boş çerçeveler, boş
kovan, aktarılacak kovan çapında boş bir kovan, çuval, yorgan ipliği, çamaşır
ipi, keskin bıçak ve çalışılacak geniş tahta gibi araçlar hazırlanır. Dumanla, aktarılacak kovan sakinleştirilir. Kovanın ön kapağı
açılır. Boş kovanın da, herhangi bir kapağı açılır. Her iki kovanın
da delikleri tıkanır. Dolu kovan arka kapağı üzerinde olmak üzere,
diklenerek oturtulur. Açıkta kalan arılı kısma, boş kovanın açık tarafı,
kovan kovana uyacak şekilde yerleştirilir. Kalan boşluklara kağıt tıkanır.
İki kovanın birleşimine çuval sarılır. Kaymaması için, Birkaç tane çıta
parçası sıkıştırılarak, iple sarılarak bağlanır. Her iki taraftan, hızar biçer gibi, bir öteden bir beriden sıra
ile elimizdeki sopalarla vurulur. Bu işleme, 20 dakika devam edilir. Devamlı
olarak, arı bulunan alttaki kovana vurulmalıdır. Gürültü ve sarsıntıdan dolayı, kendi kovanını terk ederken,
bir üst kovana taşınır. Bir köşeye oğul gibi asılır. Dakikası
dolduktan sonra, sarsmadan üst kovan çözülür. Uygun bir yere koyarak,
dinlenmeye alınır. Kara kovanın alındığı yere, boş kovan yerleştirilir. Arıdan
temizlenmiş yada çok az arılı kovan da
çalışma yapılacak yere götürülür. Bir kenarda başlamak üzere,
petekler tek tek indirilir. Ballı olanlar tencereye atılır. Yavrulu olanlar
ise, sıra ile çalışma tahtasına yatırılır. Erkek arılı kısımlar
kesilir. Çerçeveye geçirilirken, dikkat edilmesi gereken husus, üst üste
gelecek şekilde gelmesi dikkat edilir. Boş çerçeve tahta üzerindeki yumurtalı peteğe yatırılır.
İç taraftan, tan uyacak şekilde, içten keskin bıçakla kesilir. Çerçeveye
geçirilir.Tahta diklenir ve çerçeve tahtadan kaydırılır. Bir uçtan başlayarak,
yorgan ipi çerçeveye birkaç defa dolandırılır. Öteki uca bağlanır. Üşütmeden
hemen fenni kovana taşınır. Artan yumurtalı parçalarda, çerçevelere geçirilir.
Boş kovana yerleştirdikten sonra kapatılır.
Oğulu kovana koyma konusunda anlatıldığı gibi, bez serilerek,
arı yavaşça dökülür. Arılar, tıpkı bir oğul gibi yeni kovana sürü
halinde akarlar. Arı, ipleri kesip atar. Kesemediği olursa kontrol sırasında
kesilir. Aktarılmış kovana birkaç gün şerbet vermek çok iyi netice verir. ARILARI TAŞIMADA YAPILACAK İŞLERBir bölgede çiçek bittiğinde, nispeten daha yüksek olan ikinci
bölgede çiçek daha geç açar. Arıcı,
birinci bölgeden balını alır. Sezonu
kapatmayarak, ikinci bölgeden de yararlanabilir. Taşıma
sırasında bazı tedbirler alınır. Arıların,
kovanda çok kalabalık olması boğulmalarına,
susuz yanmalarına ve peteklerin çökmesine
neden olur. Bu nedenle, taşıma
hazırlıkları birkaç gün öncesinden başlanır. Taşıma işleminin biran
önce tamamlanması için kalabalık bir ekiple yapılmalıdır. Çok hızlı yükleyip biran önce yola çıkmak
gerekir. Arıların zarar
görmemeleri için yolculuk gece
yapılmalıdır. Gecenin serinliğinden yararlanmak
gerekir İkindiden sonra, arı
çekilir çekilmez, önceden hazırlanmış
kapak ızgaraları açılır. Giriş, ızgara ile kapatılır. Bir taraftan da yüklenmeye
başlanır. Arabada sıra yaparken, kenar boşluğunu almak için, sıralar bir
sağdan, bir soldan başlanır. Kovanların gece açılması, arıların
aniden dökülmesini önler.
Gündüz açmak icap ederse, duman vererek açılır. İçi oluk karton kutuların, yandan kesilmesi ile ızgara elde
edilebilir. Kısa mesafelerde, eğer ızgara yoksa parmak genişliğinde kesilmiş
bu kartonlarla uçuş delikleri kapatılır. Uzun mesafeli taşıma sırasında, arının
susuz yanmaması için
boş peteğe su emdirilerek verilmesi gerekir.
YAĞMACILIK VE NEDENLERİ Çoğunlukla yağmacılık olaylarına arıcı bizzat kendisi
sebebiyet vermektedir. Yağmacılığa neden olan sebepler şunlardır;
-
Kovandan bal alırken yerlere damlatmak, - Çevreden bal gelmiyor ve arılar aç iken, kovanı uzun süre açık tutmak, kontrole kalkışmak, bal almak. -
Arıların temizlenmeleri için, yerlere petek ve ballı kaplar koymak, -
Gündüz şerbet vermek, sağa sola bulaştırmak, -
Aralıkta zayıf kovan bulundurmak, -
Süzülen çerçeveleri, gündüz iade etmek, - Bal, mum ve benzer maddelerin saklandığı odanın kapısını, penceresini, soba
deliğini yada bacasını açık bırakmak, yağmacılık olayına
sebebiyet verir. Yağma olayı, bazı kovanlarda
hastalığa dönüşür. Arılıktaki
bütün zayıf kovanları sıra ile yağma eder. Yetmezse, komşu arılığı
basar. Birçok kovanın ölmesine neden olur. Yağma olayını tek kovan yapmaktadır. Bu kovanı bulmak için yağmaya
uğrayan kovandan çıkan arılara un atılır.
Unlu arıların, hangi kovana girdikleri saptanır.
Yağmacı arıyı bulduktan sonra, girişi ızgara ile kapatılır.
Karanlık bir yerde üç gün saklanır. Susuz kalmaması için sulanır. Bu süre
içinde yağmacılığı unutmuş olur. ARILARDA GÖRÜLEN ÖNEMLİ HASTALIKLAR
Arılıkta temizlik çok önemlidir. Eski petekler, çerçeve
takasları, kullanılan araçlar, hastalığın yayılmasına sebep olur. İyi arıcı, hastalığın farkına çok erken varır. Tam
isabetli teşhisini koyar. Gereken ilaçlamayı yapar. İlkbaharda ve sonbaharda
arıları tedbir olarak ilaçlamak
gerekir. Gereği yokken, ilacı fazla verme arıya zarar verir. Arılarda görülen
hastalıklar, yavru ve erginlerde olmak üzere,
iki türlüdür.Yavru hastalıkları, erginlerden çok daha tehlikelidir. Hasta arı kontrolünden sonra, kullanılan araçlar ateş
üzerinde gezdirilir. Eller ispirto ya da sabunla iyice yıkanır. En
önemli hastalıklar amerikan yavru çürüklüğü, Avrupa
yavru çürüklüğü, kireç hastalığı, noseme, dizanteri, varroa, ve arı
biti parazitidir. YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ HASTALIĞIPetek gözündeki yavruya bakarak, durumları incelenir. Göz içindeki duruşuna, rengine ve kokusuna bakarak hastalığın teşhisi yapılır. Teşhiste tereddüt olduğu halde, ilgili mercilere inceletmek gerekir. - Amerikan
Yavru Çürüklüğü : Bu
hastalık yavrulara, henüz kapak atmadan larva devresinde iken
musallat olur.
Bozuk et ve tutkal kokusunu salar. Petek
gözüne, kibrit yada çöp sokulduğunda 5 cm. kadar uzar. Başlangıçta açık,
daha sonra koyu kahverengi görünümündedir. Petek gözünün üst kısmından tutunup, dipte
yayılma şekliye görülür.Dibe iyice yapışır. Kazımak çok
zordur. Arıları temizlerken her tarafa bulaşırlar. Kapaklı
mühürlenmiş gözlerde ise
delikli bir görünüm arz
ederler. Petekleri temizleyemedikleri için arı
kümesi bir başka çerçeveye geçerler. Tedavisi
çok zordur. Yayılmasını önlemek tedaviden çok daha önemlidir.
İlaç olarak
teramisin ya da apamisin kullanılır. İlaçlar
yavruyu da etkilediği için kovan hızla zayıflar. Hastalıktan ölen
kovanın peteklerini gömmek gerekir. Kovan ve
çerçevelerini de pürmüzle iyice yakmak, ateşte gezdirmek
şarttır . Daha iyisi bu kovanları birkaç sene
ya da hiç kullanmamaktır. - Avrupa Yavru
Çürüklüğü : Amerikan yavru
çürüklüğü kadar tehlikeli değildir. Kurtçuklar, mühürlenmeden
ölürler . Önce sararır, sonra kurşun rengine
dönüşür. Fazla yapışkan değildir. Arılar temizleyebilmektedirler.
Kızarmış patates gibi
kokarlar. Kibrit çöpü
sokulduğunda fazla uzamazlar. Hastalık anadan bulaştığından, önce
ana imha edilir. Ardından,
Amerikan yavru çürüklüğü gibi tedavi uygulanır. - Kireç
Hastalığı : Daha çok
ilkbahar mevsiminde görülür. Uçma tahtasına, kuş dışkısı gibi yavru ölülerini
atarlar. Rutubetli yerlerde kışlatmakla geçtiği tahmin edilmektedir.Kesin
tedavisi olmadığı halde, piyasada ilaçları satılmaktadır.Bal zamanı
hastalık kısmen kaybolmaktadır. Hastalık bulunan kovanda arılar gelişmemektedir.
En iyi tedavi şekli, kovandaki arıyı kuvvetli tutmaktır. ERGİN ARI HASTALIKLARI - Nosema : Bulaşıcı ve öldürücü
bir hastalıktır. Sindirim sistemini tahrip eder. Karınları
şişer. Uçamayarak, kovanın dışında gruplar halinde toplanırlar. Kötü kışlatmak
ve rutubet, hastalığın başlıca nedenleridir. Fumıdil
– B isimli ilaç, tedavi
ve koruyucu olarak kullanılmaktadır. - Dizanteri Hastalığı : Adi ishal hastalığı
da denilmektedir. Hatalı beslenme, ekşimiş kapaksız bal yeme,rutubet ve üşümeden ortaya çıkar.Tedavisi kolaydır. Arı kuvvetlendikçe,
hastalık kendiliğinden geçmektedir. - Varroa
Paraziti : Bu hasatlık
Hindistan’dan yayılıp, 1970’lerden sonra yurdumuza kadar gelmiştir. Sinsi bir hastalık
olup, çok hızlı bir şekilde yayılırlar.
Kovandan kovana çiçeklere düşen varroa paraziti, bir başka
arıya yapışması ile olmaktadır. Tedavisi yapılmadığı takdirde, arılığın
bütün kovanları bir yıl içinde ölürler. Kovanda sadece bal kalır. Arıları ise,
kovanı tek tek terk ederler. Varroa’nın yapısı,
gözle görülecek kadar büyüklükte ve
kene biçimindedir. Arının kanını emerek beslenirler. Hızlı hareket etme
kabiliyetleri vardır. Varroa yumurtasını
larvalara, mühürlemeden önce atarlar. Pupa döneminde,
yavruların sakat , kanatsız olarak doğmalarına neden
olurlar.
Yerlerde, kanatsız arılar görüldüğü an arıların ilaçlanması gerekir. Mühürlenmiş erkek
arı hücreleri, keskin bir bıçakla kesilecek olursa, çok sayıda varroa yavrusu ortalığa saçılır.
İlaçlamayı, bir
defa yapmakla varroa yok edilemez. Bir miktarı
da yumurta halindedir. Bu nedenle, 15 gün içinde üç defa tekrarlanması
gerekir. En iyi ilaçlama mevsimi, yavru arının bulunmadığı, ilkbahar
ve geç sonbahardır. Piyasada çok çeşitli
ilaçlar satılmaktadır. Ölçüyü kaçırmamak
gerekir. Aksi halde, ana ve arıların ölümüne neden olur.
Üzerinde TS damgası bulunanlar, kullananlar
tarafından tavsiye edilenler tercih
edilmelidir. - Arı Biti :
Genellikler, ananın sırtında görülen, yüksek ayaklı yuvarlak bir
parazittir. Naftalin etkili bir ilaçtır. Kartona konan naftalin, kovanın altından
sürülür. Anada bit varsa, önce ana avuca alınır. Avucun içinde sigara
dumanı verilir. Bitler dumanın etkisi ile dökülür. MUM KURDU Zayıf kovanlara musallat
olurlar. Eğer dip tahtası temizlenmemişse,
bir sürü mum kurdu ağlarını yapar. Ayrıca petekleri
delerek mumları
yerler. Tabanı temiz tutmak, fazla petek bulundurmamak en iyi çaredir. Geçen yıldan kalma
şişmiş petekler 10 - 15 günde bir ilaçlanmalıdır.
En alta boş kasa, üstüne birkaç tane şişmiş petekli kasalar yerleştirilir.
Üstü kapatılır. Körüğe, bir miktar köz
atılır. İçine, bir avuç kükürt dökülerek
hemen kapatılır. En alttaki boş kasaya koyulur. Çıkan zehirli duman, mum
kurtlarını öldürür. Kükürt, hiçbir zaman arılı kovana verilmez. KARA KOVANLA İLGİLİ TAVSİYELERKara kovanlarda petekler, her
yıl kararmakta ve gözleri daralmaktadır. Bu nedenle, ana yumurta
koyamamaktadır. Ancak, arı peteği şişirecek
ve ondan sonra yumurta koyacaktır. Bu durum , arı için zaman
kaybı demektir. Arı geç gelişecek ve bal
zamana az arı ile girecektir. Erken ilkbaharda, sıcak
bir havada kovanın ön kapağı açılır.
Arının bulunduğu kısım hariç, bütün yerler, altta ve yanda ne kadar
petek varsa hepsi kesilir. Sadece arının kümelendiği yer bırakılır. Bu şekilde temizlenmiş olan kovan, oğula benzeyecektir. Erken oğulun,
çok kısa zamanda kovanı doldurduğunu herkes bilir. Temizlenmiş
bu kovanı ise, erken oğuldan da, erken olarak düşünebilirsiniz. Bu sırada, çok miktarda balda çıkacaktır. Şekerlenmiş balın açılışı, konusunu hatırlayın.Su kabına bal kabı koyulur. Karıştırılarak eritilir. Soğuduktan sonra, eğer bal kabınız musluklu ise, açarak tertemiz bal akıtılır, renk değiştiği an, kap değiştirilir. Musluklu değilse, teneke kullanılır. Altına bıçak atarak akıtılır.
Bu yazı, Sn. Cemal Kahya’ nın hazırladığı ve Macahel Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı’nın yayınladığı kitapçıktan ve Macahel Dergilerinin değişik sayılarından derlenmiştir.
|